20 Ekim 2008 Pazartesi

A.R.O.G - AROG - BirYontmaTaşFilmi KÜNYE



Yapım : 2008, Türkiye
Tür : Komedi / Macera

Yönetmen : Ali Taner Baltacı, Cem Yılmaz
Senaryo : Ali Taner Baltacı, Cem Yılmaz, Cem Yılmaz (Kitap)
Oyuncular : Cem Yılmaz, Özge Özberk, Zafer Algöz, Nil Karaibrahimgil, Özkan Uğur, Ozan Güven, Ceyda Ateş, Hasan Kaçan, Berrak Tüzünataç, Ethel Mulinas Araf
Yapımcı : Cem Yılmaz, Murat Akdilek
Dağıtım : Fida Film
Süre : 1 saat, 40 dk.
Gösterim Tarihi : 5 Aralık 2008

Cem Yılmaz, A.R.O.G’da Arif’i yontma taş macerasına ışınladı!

GORA’daki Arif, Prenses Ceku ile dünyaya döndüğü vakit yeni bir maceraya atılacağının sinyallerini vermişti. Bu yılın başında da sinemalarda gösterilen teaser’la yeni macerasının yontma taş çağında geçeceğini öğrenmiştik. Sonra da bir merakla beklemeye koyulduk.


Ta en başından beri aralık ayına kadar bekleyeceğimizi düşünüyorduk. Öyle olmadı. Cem Yılmaz, fazla meraklanmanın insan kalbine ne kadar zararlı olduğunu, Milli Takım’ın Euro 2008 macerasında deneyimlemiş olduğundan sürpriz bir kararla filmin setini basına açtı. Ve filmin üzerindeki giz perdesini araladı.


Mayıs ayında çekimlerine başlanan, İstanbul, Antalya ve Afyonkarahisar’da çekilen filmde sona yaklaşılmış durumda. Ağırlıklı olarak ‘Hokkabaz’daki ekiple çalışan Cem Yılmaz, Ali Taner Baltacı ile birlikte yönettiği filmin gidişatından son derece memnun. Sadece o değil; yönetmenlik koltuğunu paylaştığı Ali Taner Baltacı, oyuncular Ozan Güven, Hasan Kaçan, Nil Karaibrahimgil, Muhittin Korkmaz, Özkan Uğur ve Zafer Algöz’ün de keyfinin yerinde olduğunu hissediyorsunuz. Yılmaz, AROG’u Arif’in bir başka macerası olarak yıllar evvel tasarladığını, ama sonrasında araya ‘Hokkabaz’ın girdiğini anlatıyor. ‘Hokkabaz’ın verdiği sinerjiyle de AROG’u planlamaya başlamış. “Bir yıldır üzerinde çalışıyorduk. Kolay bir iş olmadığının en başından beri farkındayız. Bir hayal kurduk ama bu hayalin beyazperdeye hak ettiği ölçüde yansıması için çok çaba harcadık.” derken onun, sinemayı nasıl ciddiye aldığını anlıyorsunuz. Çünkü gerçekten bu proje kolay yapılacak gibi durmuyor. Ama iyi bir ekip oluşturulmuş, filmin her aşamasında çalışan insanlar ‘Filme daha fazla nasıl faydam dokunur?’ diye uğraşıyor.

Afyonkarahisar’ın Döğer ilçesindeki Memeç Kayalıkları’na kurulan AROG Köyü’nde ‘medeniyet’e dair bir şey yok. Ama köyün yan tarafındaki sette her türlü modern imkan mevcut. Medeniyetten fazlaca nasiplenmiş ademoğlu, buradaki kirletme odasında ve saç, makyaj ve kostüm ekibinin maharetli ellerinde birkaç saatte yontma taş çağı insanına dönüştürülüyor. Sonra da köyün bir sakini oluyor.

Eğlenceli, absürd komedi tarzında bir film olarak nitelendiriyor AROG’u Cem Yılmaz. Yıllar içinde senaryo yazma konusunda deneyim kazandığını söyleyen Yılmaz, “Bunun sonuçlarını da AROG’da göreceksiniz. Daha bütünlüklü bir senaryo yazdığımı düşünüyorum.” diyor. Filmin konusuyla ilgili pek ipucu vermiyor. Fakat Arif’in fazla değişmediğini sözlerine ekliyor. Filmde çoğu oyuncunun birkaç rolde seyirci karşısına çıkacağını söyleyen Yılmaz, “Saçlı sakallı birini bulunca affetmiyoruz. Hemen bir rol buluyoruz.” diyerek şakasını da yapıyor. Bu şakanın gerçek tarafı da var. Çünkü kamera arkası ekibinin çoğu da filmde ufak ufak rol almış.

AROG’un gerek görsel efekt gerekse kamera arkası ekibi ağırlıkla Türk menşeli. Yılmaz, bunun da bir tercih olduğunu anlatıyor ve “Eğer bir hayal kuruyorsak, Türkiye’de bu hayali gerçekleştirecek sanat yönetmenleri, görüntü yönetmenleri, efekt ekibi, oyuncular var. Bu tabii bizim için bir başka gurur.” diyor.

Evrensel bir komedi yaptığını söyleyen Yılmaz, “Dünyada bizim mizahımızın alıcısı ya da algılayıcısı çok değil. Ancak yabancıların tarzına yakın bir mizah yaparsanız onlar hoşlanır gibi bir durum var. Ama ben bu konuda taviz veremem. Ben ancak kendi güldüğüm şakaları yapıyorum. Yabancı biri bir adamın başka bir zamana ışınlanmasıyla ne kadar ilgileniyorsa bu filmle o kadar ilgilenir.” diyerek AROG’u yaparken mizahından çok fazla taviz vermediğinin altını çiziyor.

AROG’daki bütün oyuncular Arif’in macerasında yepyeni karakterlere bürünüyor. Ama mesela Ozan Güven, GORA’da robot 216 olarak Arif’e verdiği desteği AROG’da da başka bir karakter olarak verecek. Arada Arif dışında GORA’dan bir iki karakteri de göreceğimizi söylüyor Cem Yılmaz. “Ben filmler arası göndermeleri seviyorum.” diyerek bu tercihinin nedenini açıklıyor.

Bütçesi 8 milyon doları aşan film aralık ayında vizyona girecek. Fida Film - CMYLMZ Fikirsanat ortaklığında çekilen filme Türk Telekom, Avea ve TTNet de destek veriyor. Şimdilik edindiğimiz izlenimse Cem Yılmaz’ın, amaçladığı filmi çektiği yönünde. Bakalım film sinemamızda nasıl bir çığır açacak; bunu da aralıkta vizyona girince göreceğiz.

Olkan Özyurt
Zaman

Cem Yılmaz ve Oyuncular - Arog Röportajı

Ozan Güven ile Nil Karaibrahimgil, tıpkı “Ghost”taki Patrick Swayze ve Demi Moore gibi çömlek yapımı konusunda deneysel çalışmalara girişiyor. Aradaki tek fark mekan ve zaman. Biri Taş Devri’nde diğeri 1990′ların ABD’sinde geçiyor. Cem Yılmaz, Stanley Kubrick’in “2001 Uzay Yolu Macerası”na da selam çakıyor.
8.5 milyon dolar bütçesiyle Türkiye’nin en pahalı filmi “A.R.O.G”un setini basına açan Cem Yılmaz, 70’lerin seks furyasını anlatan yeni projesi de dahil olmak üzere önemli açıklamalarda bulundu. En ilginç açıklaması ise “Tatil köylerinde 15 günde, 250 bin dolara çekilen filmler gişe rekoru kırıyor. Ne düşünüyorsunuz” sorusuna verdiği yanıt oldu: “Biz sadece gişe rekortmeni film çekmiyoruz, hünerimizi de sergiliyoruz… 11 yaşımdan beri hayallerimi gerçekleştiriyorum, tatil köylerinde film çekmek gibi bir hayalim hiç olmadı.”
“A. R.O.G”un ocak ayında yayınlanan teaser’ında yer alan Alien figürü için bir telif sorunu çıktı mı?

- Özgün bir tasarım yaptığımızı düşünüyoruz (gülüyor). Ayrıca o Alien değil, Kamuran. Birebir bir Alien yapmadık yani. Bu tür göndermelerde o kadar ciddi bir telif problemi olmuyor. “G.O.R.A”da da “The Fifth Element”e de gönderme yapmıştık.

Fantastik filmde mantık hatası aramak biraz saçma olacak ama Yontma Taş Devri’nde dinozorlar var mıydı?

- Olmaz olur mu? (gülüyor) Bazen biz de kendi aramızda konuşuyoruz: “Oğlum bu çağda bu var mı?” diye. Her filmde olduğu gibi “A.R.O.G”un da kendine ait bir mantığı var. Zaten bu işin bir de tarihi yorumlamak gibi bir durumu da söz konusu. Bizim yorumumuz da tarihle dalga geçmek oluyor.

İlber Ortaylı’ya danışmak lazım değil mi?

- Aynen (Gülüyor)… Her şey yorum meselesi. Biz, Taş Devri dendiğinde aklınıza ne geliyorsa onlardan yola çıktık. Böyle deyince direk “Taş Devri” çizgi filmi de akla gelmesin.

Gerek karikatürlerinizde gerek ise stand-up gösterilerinizde “Türkler uzayda” konseptinden bayağı espri çıkarmıştınız. “A.R.O.G”dan sonra da “Türkler Taş Devri’nde” gibi bir mizah malzemesi ortaya çıkar mı?

- Ben olayı Türkler uzayda ya da her hangi bir yerde şeklinde yorumlamıyorum… Şimdi her hangi bir kimse, ben ya da sen ya da bir İtalyan böyle fantastik bir hikayenin içinde olduğu zaman ve filmlerde alışık olduğunuz reaksiyonu göstermediği zaman ne olur? Ben bu mantıktan hareket ediyorum. Gerçekten bir dinozorla karşılaşsanız ne reaksiyon gösterirsiniz? Ben bu soruyla ilgileniyorum. Arif de bir dinozorla karşılaşıyor ve fantezinin içinde gerçekçi reaksiyonlar gösteriyor. Bu tür fantastik filmlerde masalsı bir form vardır. Ben bu masalsı formu ortadan kaldıracak diyaloglar koyuyorum araya.

Açık arazi, otlar, ağaçlar vs… Hiç kene vakası yaşandı mı?

- Araziyi ilaçlatmamıza rağmen bizde de kene vakası yaşandı. Neyse ki, arkadaş Kırım Kongo’dan değildi. Arkadaşın ne acayip bir ismi var değil mi? Kanamalı Kırım Kongo için kan aranıyor (gülüyor).

Burada Taş Devri atmosferinde çekim yaparken tepeden uçak falan da geçtiği oluyor değil mi?

- Sıklıkla… Ama asıl sorunu su motorlu araçta yaşadık. Bir amcamız var burada, su motorundan araba yapmış kendine. Su motoru ve dört tekerlekten oluşuyor araç. Ancak bu alet öyle bir çalışıyor ki, amcanın gelişini altı kilometre uzaktan duyuyoruz. Su motorlu amca dışında burada evimizde gibiyiz. Yöre halkı bize her türlü desteği veriyor.

“G.O.R.A”da Rasim Öztekin de oynamıştı. Bu filmde niye yok?

- Rasim Abi için bu filmde uygun bir rol yoktu. Her seferinde daha dar bir kadroyla çalışmak istiyorum. En dar kadroda bunda oldu, 250 kişi (gülüyor). “Dar bir kadroyuz. Ana karakterler beş kişi” diyoruz ama arka tarafı unutuyoruz.

SETİ GOOGLE EARTH’TEN TAKİP EDEBİLİRSİNİZ

Ali Taner Baltacı’nın (ikinci yönetmen) filmde bir rolü var mı?

- Onun da bir rolü vardı ama kaytardı. Setteki herkesi figüran yaptık gibi bir şey. Abim bile oynadı. Sete gelip de oynamayan yok. Hele sakalı varsa hiç şansı yok. Geçenlerde Hasan (Kaçan) Abi’nin yakınları Raci ve Necati Şaşmaz kardeşler geldiler, helikopterle hem de. Baktık sakalları yok, hemen gönderdik arkadaşları. Ama çok acayipti. Bizim setin en kalabalık günlerinden biriydi. Mel Gibson’ın “Apocalypto” yerlileri gibi helikopterin etrafını çevirdik. O kadar büyük bir setiz ki, Google Earth’ten çekimleri takip edebilirsiniz.

Tatil köylerinde 15 günde çekilen, bütçesi 250 bin doları geçmeyen filmler gişe rekorları kırıyor. Bu kadar emek harcadığınız filmden siz ne bekliyorsunuz?

- 11 yaşımdan beri hayallerimi gerçekleştiriyorum ve benim tatil köylerinde film çekmek gibi bir hayalim hiç olmadı. İnsanları hangi filmleri izlemeleri gerektiği konusunda yönlendiremezsiniz. Ancak “A.R.O.G” kayıtsız kalınılacak bir film değil.

Oyunculuk performansınızı nasıl görüyorsunuz?

- Bana göre çok basit olan “Organize İşler”deki beş dakikalık performansım göklere çıkarıldı. Oysa orda ne yaptım ki? Sadece yüzümü astım o kadar. Türkiye’de iyi bir oyuncu olmak için mutlaka dramatik bir rolde oynamanız gerekiyormuş gibi bir hava yaratılıyor. Komedi oynamak en zor iştir diye düşünüyorum.

Bir sürü projeniz var. Kafanızdaki öyküleri, güvenip de çektirebileceğiniz bir ekip kursanız…

- Yavaş yavaş bir ekip oluşturuyoruz. Bizde stüdyo olmadığı için her seferinde sıfırdan kuruluyor set, o tarafı acayip. Umarım bundan sonra kamera arkası ekip sıfırdan kurmayız. Çünkü kamera arkası filmin her şeyi. Seyirci bundan ne kadar haberdar bilmiyorum ama filmin yüzde 90’nı kamera arkasıdır. Şimdi size anlatacağım anekdot her şeyi özetliyor aslında. Aksaray’da “Hokkabaz”ın pavyon sahnesini çekiyoruz. Jeneratörler, ışıklar taşınıyor, 100 kişilik bir ekibiz falan… Arkadan bir vatandaş, “Bir adam için bir ordu insan gelmiş. Beş dakikalık şey için bu kadar adama ne gerek var?” diyor. İşte bizim ortalama seyircinin bakış açısı bu.

Son soru: “Recep İvedik”deki küfürlü, argo dolu diyaloglar çok eleştirilmesine rağmen yeni nesil filme büyük ilgi gösterdi. Sizce mizah anlayışında bir değişim var mı? “Borat” tarzı kaba komedi mi trend oluyor?

- Mizahın temelleri bellidir ben kuşaklar arası öyle büyük değişimlerin olacağına inanmıyorum. Argoya gelince vakti zamanında beni de bu konuda çok eleştirmişlerdi. Komedi malzemenizi, bilinçli bir şekilde sadece küfür ve argodan çıkarmadıkça sorun yok diye düşünüyorum.

70’lerin porno sektörünü ti’ye alacak

1970’lerin Yeşilçam’ındaki seks furyasnı konu alan bir film çekeceğiniz konuşuluyor…

“G.O.R.A”daki porno yönetmeni Erşen Kuneri’nin filmini çekmek istiyorum. 1970’lerin porno sektörünü ti’ye alan Türk işi bir “Boogie Nights” olabilir. “A.R.O.G”dan sonra bu filmi yapayım mı diye çok düşündüm ama argo dilin anlamsız bir şekilde gördüğü tepki yüzünden bazı çekincelerim var. Çünkü bu film yapısı gereği argo ve küfürlü sözler içermesi gerekiyor. Bu filmi yapmamız için kriterler ve yaş sınırlaması tam belirlenmeli.

Kubrick’i unutmamış

Basına yapılan slayt gösteriminde kahkahalar havada uçuştu. Eğer bir film set fotoğraflarında bile bu kadar güldürüyorsa gerisini siz düşünün! Film “G.O.R.A”daki Arif karakterinin Taş Devri’ne dönmesiyle başlıyor. Arif’in maymunlarla yakın bir dostluk kurduğu gözüküyor. Onlarla adeta bir sevgi yumağı oluşturmuş. Arif, bu filmde çağlar arasında da yolculuk yapıyor. Buzul Çağı’nda geçen görüntüler epeyce komik. Filmde, “Ghost-Hayalet” filmine de gönderme var. Ozan Güven ile Nil Karaibrahimgil’in çömlek sahnesinden magazin basınına epeyce malzeme çıkar. Arif’in maceralarında maç görüntüleri bile var. Cem Yılmaz, muhtemelen burada EURO 2008’e küçük bir gönderme yapıyor. Mevzu ilk insanlar olunca Cem Yılmaz sinemanın Tanrı’sı Stanley Kubrick’in “2001 Uzay Yolu Macerası”na selam çakmayı unutmamış.

Nil Karaibrahimgil

Benim için çok güzel bir deneyimdi. Hem eğlendik hem yorulduk. Dürüst olmak gerekirse bir şarkıyı bazen 10 dakikada besteliyorsunuz. Bir konseri ise bir buçuk-iki saat sürüyor. Film yapmak konser vermekten de beste yapmaktan da daha zormuş. Cem bence Türkiye’nin Charlie Chaplin’i onunla çalışmak harikaydı.

Ozan Güven

Askerden geldim 10 bin yıl öncesine döndüm (gülüyor). Yani Taş Devri’nde epey bir uyum sorunu yaşadım. Kariyerimin en zor setlerinden birindeyim. Her sabah altı da kalkıyoruz, çok zor şartlar altında çalışıyoruz. Setten geldikten sonra direk uykuya dalıyorum.

Zafer Alagöz

Cem’in bizi toplayıp filmin nasıl olacağını anlattığı günü unutamıyorum. Tam iki saat boyunca filmi baştan sona anlattı. Cem yaptığı adeta işi yaşıyor. Filmin öyküsü dinlerken bile gülme krizine girdik. Cem tartışmasız komedinin bir numarası. Onunla çalışmak büyük zevkti.

Özkan Uğur

Bayağı zor şartlarda çalışıyoruz. Kolay değil Taş Devri’nde film çeviriyoruz. “G.O.R.A”da çok iyi yapmıştı ama o filmin yaşadığı kazaları şu anki mükemmel şartlarla karşılaştırdığımda “A.R.O.G”un etkileyici bir film olacağını düşünüyor.

Hasan Kaçan

“A.R.O.G”la maceram sorunlu başladı. İlk gün tam 4 saat makyaj yapıldı ve ilk sahnede motor dendikten tam 30 saniye sonra suya düştüm. 4 saat makyaj yap, 30 saniyede suya düş var mı böyle bir şey? Kadraja girmemek için sudan hemen çıkmadım beni balık adamlar kurtardı.

Arog Fragmanı 1.5 Milyon Tık Aldı!

Cem Yılmaz'ın Yeni Filmi A.r.o.g.'un Fragmanını 1.5 Milyon Kişi İzledi. Yılmaz, Psikologların 'Fragman, Çocuklar İçin Sakıncalı' Sözlerine Hak Verdi

CEM YILMAZ'IN YENİ FİLMİ A.R.O.G.'UN FRAGMANINI 1.5 MİLYON KİŞİ İZLEDİ. YILMAZ, PSİKOLOGLARIN 'FRAGMAN, ÇOCUKLAR İÇİN SAKINCALI' SÖZLERİNE HAK VERDİ

Cem Yılmaz'ın yeni filmi A.R.O.G.'un fragmanı sinema salonlarında gösterilmeye başlandı. Ancak, uzmanların 'bazı sahneler çocuklar için sakıncalı' açıklamaları tartışma başlattı. Psikologların, "Korku simgeleri özellikle de doğum gibi bir olay çocuklar için uygun değildir" sözlerine destek veren Yılmaz da "Görüntüler çocuklara zararlı olabilir. Belki ilk gün heyecanı ile bu durum atlanmış, unutulmuş olabilir" diye konuştu.

Öte yandan Cem Yılmaz, Özge Özberk ve Zafer Algöz'ün rol aldığı filmin fragmanı gösterime girdiği ilk üç günde internet sitelerinde tam 1.5 milyon kişi tarafından tıklandı. Fragmanda, Yılmaz'ın canlandırdığı Arif karakteri Kamuran adını verdiği bir yaratığın babası oluyordu.

A.R.O.G - AROG - BirYontmaTaşFilmi



A.R.O.G, Cem Yılmaz’ın yazıp yönettiği bir film. Filmin G.O.R.A.’nın devamı niteliğinde olacağı tahmin ediliyor. G.O.R.A. uzay teması üzerine kurgulu iken A.R.O.G’da ise Yontma Taş Devri konusu işlenecek. Film Kasım ayında vizyona girecek. Filmde Almanya dan getirilen üç yardımcı ekip olacak ve Türkiye de hatta Dünya da bir ilk olacağı tahmin ediliyor!

Cem Yılmaz’dan AROG’un seyir defteri !

Cem Yılmaz yazdığı, oynadığı ve Ali Taner Baltacı ile yönettiği ‘AROG’un çekimlerini tamamlamak üzere. ‘GORA’daki Arif’in yontma taş devrindeki macerasını izleyeceğimiz filmin setinde yüzler gülüyor. Cem Yılmaz “Seyircinin izlemeye değer bulacağını düşündüğümüz bir film oluyor. AROG başarılı bir film olacak.” diyor.
Arif olmak kolay mı, bir uzayda fink atacaksın bir yontma taş çağına gideceksin, vallahi bünye kaldırmaz. Ama Arif, Cem Yılmaz’ın gazıyla evvel Allah, her şeyin üstesinden gelecek gibi görünüyor. Kendine has hayat algısıyla yaşadığı değişimlere fazlaca ayak uyduran Halıcı Arif, tekrar işbaşında. Malum herkesin bildiği gibi yontma taş devrine ışınlıyor Cem Yılmaz onu. Bu iş nasıl oluyor, Arif yontma taş devrinde ne yapacak, Ceku’ya ne oluyor, Kamuran nasıl bir evlat, maymunların ne işi var bu macerada gibi sorulara şimdilik cevap aramak yersiz. Çünkü bunlar AROG’un sürprizi olarak aralık ayında film vizyona girince öğreneceğimiz mevzular. Ama film nasıl olacak derseniz Cem Yılmaz hemen cevaplıyor: “İyi bir devam filmi olacak. Her şeyin hatta planladığımızdan da daha güzel gidiyor olması çok başarılı olacağını düşünmemize neden oluyor.”

Afyon Frig Vadisi’ndeki AROG’un setini görünce Yılmaz’a hak vermemek elde değil. Gerçekten dört dörtlük bir set var karşınızda. Eğlenceli, absürt bir komedi filmi yapmak için yola çıkarken Cem Yılmaz ve ekibi bu işi ciddiye alıp dünya standartlarına uygun bir set inşa etmişler. Açıkçası ‘ortamda Cem Yılmaz var, kakara kiriri gırladır’ gibi bir algı olabilir. Ama öyle değil. Ozan Güven “Fiziki olarak bayağı efor sarf ediyoruz. Filmi çekerken öyle eğlendiğimiz söylenemez.” diyor. Cem Yılmaz da çekimlerin yorucu olduğunu söylüyor. “Ama” diyor: “Antrenmanlı bir ekibiz. Kamera arkasındaki ekiplerimiz de çok iyi. Dolayısıyla sorun çıkmıyor. Tabii biz de herkesten sonra gelen yönetmenlerden değiliz. İnsanlardan bir şey istemek için sizin daha çok çaba harcamanız gerekiyor.” Ha yanlış anlaşılmasın, herkes ciddiyetten kasım kasım da kasılmıyor sette. Molalarda, sete gelip giderken, çekimler sırasında yaşananlar ekibin yüzünü epey güldürüyor. Mesela Hasan Kaçan setin gülümseyenlerinden. “Burada her şey güzel gidiyor. Gülüyoruz, eğleniyoruz” diyerek çekim sürecinden keyif aldığını belirtiyor. Ama çekimlerin ilk günü epey bir canı sıkılmış. Çünkü Antalya’daki çekimlerde şelaleden aşağı düşmüş.

Cem Yılmaz’la birlikte Ozan Güven, Özge Özberk, Hasan Kaçan, Nil Karaibrahimgil, Muhittin Korkmaz, Özkan Uğur ve Zafer Algöz rol aldığı, Fida Film-CMYLMZ Fikirsanat ortaklığında çekilen film, yeni sezonun en iddialı projelerinden biri olarak öne çıkıyor.

‘AROG’UN seyir defteri

* ‘Hokkabaz’ı Ali Taner Baltacı ile birlikte yaptık ve çok memnun kaldık. Bu filmi de birlikte yapmaya karar verdik. AROG, Arif karakterinin bir başka macerası olarak yıllar evvel tasarladığım bir filmdi. AROG eğlenceli ve absürd komedi türünde bir film.

* AROG’un teaser’ında -hani o çocukları korkutan, amacımız büyükleri korkutmaktı ama neyse- Arif’in dünyaya döndükten sonraki halini izlemiştik. Karısı hamiledir ve başına bir iş gelecektir. Filmimiz bu macera üzerine kurulu. Film Ceku ve Arif’le başlıyor. GORA’daki Logar ve Tihulu devam ediyor. Ondan sonra başka bir yere gidiyor. Onun dışında GORA’da ve AROG’da oynayan oyuncuların (Ozan Güven ve Özkan Uğur) karakterleri arasında organik bir bağ yok. Ama eski karakterlerine birkaç küçük gönderme yapıyorlar.

* Taş devri deyince aklımıza gelen en bilindik yorumu yapmak istemedik. Zaten pek bir şey bilinmiyor ya o döneme ait. Biz de hafif dalgamızı geçerek yorumladık.

* Aslında enteresan bir kadro oluşturduğumuzu görüyorsunuz. Ozan Güven ve Zafer Algöz’ün dışında hepimiz amatör oyuncularız. ‘GORA’, ‘Hokkabaz’ ve ‘AROG’da olduğu gibi bundan sonra yapacağımız filmlerde de böyle bir kadro kuracağımızı söyleyebilirim.

* Bizim sinemamızda medeniyetten uzak mekan deyince Kapadokya akla geliyor; ama Kapadokya’nın artık bakirliği kalmadı. Biz de bunun için Afyon’u tercih ettik.

* Medeniyetten uzak olarak mekanları bulmamız ve öyle bırakmamız gerekiyor. Fakat o mağaralarda medeniyetin izlerine rastladık. Arslan tertip, Ali, Ayşe gibi. Tabii bu izleri silmek kolay olmadı. Bazılarını sildik, bazılarını da post-prodüksiyon sırasında sileceğiz.

* Filmde maymun kostümlü arkadaşlar Arjantin’den geldiler. Onlarla bir hafta çalıştık. Kostümlerin içerisinde İspanyolca konuşuyorlar. Açıkçası, İspanyolca konuşan maymunlarla oynamak çok zevkliydi.

* ’AROG’un sadece senaryosuyla değil her anlamda ‘GORA’dan daha gelişmiş olduğumuzu düşünüyorum. Devam filmlerinde ikinci filmlerin daha iyi olması normal değil. Ama ‘AROG’un daha iyi olacağını söyleyebilirim.

* Prodüksiyon olarak ‘GORA’dan daha zor olduğunu söyleyebilirim. Mekanları daha güzel göstermek, taş devri atmosferini layıkıyla vermek için filmin epey bir bilgisayar işi var.

* ’GORA’da olduğu gibi bazı filmlere birebir gönderme yapmıyoruz. Görmeye alışık olduğumuz taş devrinden yola çıkarak özgün bir dünya yaratmaya çalıştık. Bizim sinemamızda böyle bir çalışmanın bir örneği yok.

* Ben evrensel bir komedi yapıyorum. Ama dünyada bizim milletin mizahının alıcısı ya da algılayıcısı o kadar çok değil. Ancak onların tarzına yakın bir mizah yaparsanız onlar hoşlanır gibi bir durum var. Ama ben bundan feragat edemem. Yabancı bir insan bir adamın başka bir zaman dilimine ışınlanmasıyla ne kadar ilgileniyorsa ‘AROG’la da o kadar ilgilenecektir. Bizim kafadan bir insanın da bu filmdeki mizahı anlayacağını düşünüyorum.

* Sahneye, kamera önüne çıkan bir insanın iddiasız olduğu düşünülemez. Yapamayacağımı düşünsem niye yapayım. Ama salt iddia bir işe yaramıyor. Oyuncu olarak ben en fazla okul müsameresinde sahneye çıkmış birisiyim. İçgüdüsel hareket ediyorum. İyi yaptığımı düşünüyorum. Bunu da amatör duyguyla yapmaya bağlıyorum. Tabii yeteneklerin de sınırları var. Benim de bilmediğim şeyler oluyor; bilenlerle birlikte çalıştığınız zaman sorun olmuyor.

* Herkes birden fazla rolde oynuyor. Mesela Zafer Algöz tam İstanbul’a giderken ‘Abi bir şey konuşabilir miyiz?’ diye durdurup bir rol daha kakaladık. Bunun sebebi, bir oyuncunun filmde olmadık bir yerde yeniden çıkmasının eğlenceli olduğunu düşünmemiz. Başka departmanda çalışıp kamera önüne geçmeyen yok. Abim bile oynadı. Hele sakalı varsa kaçarı yok. Geçenlerde Necati Şaşmaz ile Raci Şaşmaz, Hasan Kaçan’ın yakınları olarak ziyarete geldiler. Baktık sakalları yok gönderdik geri.

* Hokkabaz’da dört milyon yerine aklı başında dört bin seyirci gelsin diye şaka yapmıştım. Ama bu film için bunu diyemem. Eğer aklı başında dört bin seyirci gelirse biz de evde otururuz. Ama seyirciye de izlemeye değer bir film yapmanız gerek. Ben seyirci olsam böyle bir filme kayıtsız kalmam. Hatta iki kere izlerim!

* Öykü yazarken hiç taviz vermeden yazıyorum. Geniş kitleye hitap etsin diye şakanın dozunu düşüreyim gibi bir tercihim olmuyor. Her türlü şakaya açığım. Ama öykünün gelişiminde geniş bir yelpazeye hitap eder bir durum ortaya çıkınca da ona da ket vurmuyorum. Önemli olan filmin zamana kalması. Onu düşünüyoruz. Bir 10 yıl sonra izlendiğinde etkisinden bir şey kaybetmemesi önemli.

* Filmin vermek istemediği mesaj: Devir ne olursa olsun devirli olsun!

Kaynak: Cumaertesi.zaman

A.R.O.G için geri sayım başladı

Cem Yılmaz'ın merakla beklenen filmi için 4 ayrı fragman hazırlandı


5 Aralık'ta 400'ün üzerinde kopyayla vizyona girmeye hazırlanırken, 4 farklı tanıtım filmi de "AROG" dünyasından ilk görüntüleri seyirciyle buluşturuyor. Senaryosunu Cem Yılmaz'ın yazdığı, yönetmenliği ise Ali Taner Baltacı ve Cem Yılmaz tarafından üstlenilen "AROG", Yılmaz'la beraber Ozan Güven, Özkan Uğur, Nil Karaibrahimgil, Zafer Algöz, Özge Özberk, Hasan Kaçan gibi sinema ve tiyatro dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getiriyor.
makaleler Hairstyles hair Hair styles altın fiyatları ilahi dinle hotels resimler e-tavsiye e-filozof hisse hisse yorumları sağlıklı yaşam